gençlerin buluşma noktası
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» Karsanti Fan
Ankara'nın Yeniden Zaptı EmptyÇarş. Ağus. 27, 2008 8:03 pm tarafından kirac78

» şahan videoları kodu
Ankara'nın Yeniden Zaptı EmptySalı Ağus. 19, 2008 8:44 pm tarafından Co Admin

» Bu başlıga ait en son msj bana ait olcak diyosan buyur
Ankara'nın Yeniden Zaptı EmptySalı Ağus. 19, 2008 8:43 pm tarafından Co Admin

» 351 adet türkçe klip kodu
Ankara'nın Yeniden Zaptı EmptyPtsi Ağus. 18, 2008 6:05 pm tarafından Admin

» Merhaba İlk üyelerden olmak güzel ve heyecanlı
Ankara'nın Yeniden Zaptı EmptyPtsi Ağus. 18, 2008 2:26 pm tarafından SomeWhereIBelong

» adını yaz .
Ankara'nın Yeniden Zaptı EmptyPtsi Ağus. 18, 2008 2:24 pm tarafından SomeWhereIBelong

» Kırmızı Başlıklı Kızın Kurtun Ağzından Dinleyin!!
Ankara'nın Yeniden Zaptı EmptyPtsi Ağus. 18, 2008 6:41 am tarafından Admin

» Msn için yardımcı bir program. (MSN plus)
Ankara'nın Yeniden Zaptı EmptyPtsi Ağus. 18, 2008 6:28 am tarafından Admin

» son harften eşya türetme
Ankara'nın Yeniden Zaptı EmptyPtsi Ağus. 18, 2008 4:17 am tarafından Admin

Kimler hatta?
Toplam 4 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 4 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 36 kişi Salı Şub. 28, 2023 10:30 am tarihinde online oldu.
RSS akısı


Yahoo! 
MSN 
AOL 
Netvibes 
Bloglines 



Ankara'nın Yeniden Zaptı

Aşağa gitmek

Ankara'nın Yeniden Zaptı Empty Ankara'nın Yeniden Zaptı

Mesaj tarafından uecflow Perş. Ağus. 14, 2008 11:42 pm

Anadolu Selçuklu Devleti'nin ortadan kalkmasindan sonra bu devletin mirasçilari durumunda bulunan on bey arasinda kendisini en kuvvetli hisseden Karaman Beyi olmustu. Bu bey, Osmanlilarin her an artmakta olan güçlerinin kendisi için tehlike meydana getirdigini sezip Osmanlilarin son tesebbüslerinden de endiselenince onlara karsi ahiler ile Eretna Beyi'ni kiskirtmaya basladi.

Ankara, daha önce Sivas ve Kayseri bölgesinin hükümdari olan Alaeddin Eretna'ya ait iken, onun ölümünden sonra 1354 yilinda Orhan Gazi'nin oglu Süleyman Pasa tarafindan zapt edilerek Osmanli topraklarina katilmisti. Orhan Gazi'nin vefati üzerine Karamanoglu ile Sivas hükümdari Giyaseddin Mehmed'in tesvikleri ile Ankara ahileri, sehirdeki Osmanli muhafizlarini kovarak daha önceki beylerinin idare ve yönetimine döndüler. Devamli olarak Ankara'yi kendi beyliginin hakimiyeti altinda kabul eden Eretna Beyi, Karamanogullarinin tesvikiyle tekrar Ankara'ya hakim duruma gelmisti.

Sultan Murad, hem Rumeli hem de Anadolu'da meydana gelen bu tehlikeli durumda ne yapilmasi gerektigi hususunda ulema ve devlet erkâni ile istisarede bulundu. Tehlikeli bir durum arzeden kardesler ve Ankara probleminin çözümü için karar ve fetva aldi. Bunun üzerine Sultan I. Murad Lala Sahin Pasa'yi Rumeli'de kaymakam birakip 25 bin askerle Ankara üzerine yürüdü. Bu esnada Eretna Beyligi'nin idaresinden memnun olmayan sehir halki ve ahiler, mukavemet etmeden sultani törenle karsilayarak ona hediyeler takdim ettiler. Böylece sehir yeniden Osmanli hakimiyetine geçmis oldu.

Hoca Saadeddin Efendi, Ankara'nin yeniden zaptini anlatirken enteresan bazi noktalara da temas eder. Karamanlilarin ortaligi karistirmak için Ermenilerle de is birligi yaptigini ve Müslüman halka zulmetmek üzere anlastiklarini anlatarak söyle der:

"Sultan Murad, Allah'in yardim ve keremi eseri olarak sahlik tahtina oturunca ilk isi halkin ve askerlerin ihtiyaçlarini görmek ve Hz. Peygamber'in seriatini yerine getirmek olmustur. Böylece halkin dileklerini yoluna koyduktan sonra Rumeli yakasinda olan askerlerin, baslarinda bir komutan ve serdarin bulunmamasi yüzünden sikinti içinde olduklarini ve keremli padisahlarinin yolunu gözlediklerini bildiginden, cihad niyetiyle ülkeler feth etmek üzere o tarafa yönelmisti. Anadolu'da ise "bazi hukkam ve mulûk, sikak ve nifak üzre ittifak meslegine sülûk edüp hususa valiyan-i Karaman ve Ermeniye-i sugra (Karaman idarecileri ve Küçük Ermenistan) ve civarlarinda olan bazi kötü niyetli beylerin baslica emelleri Osmanli topragini yagmalamak oldugundan hünkârin Gelibolu'ya yöneldigini ögrenince bir araya gelip bazi kararlar ve gizli tedbirler almakta kusur etmemislerdi. Sonu ayrilik ve fesad olacak bu düsünce ile and içip el baglamislar. Ayrica çevredeki kâfir hükümdarlara da kararlarini duyurmuslardi. Böylece Islâm ülkelerini yagmalamak, Müslümanlara zarar ve ziyanda bulunmak için, Seytan'in bu takimi ile gönül ve dil birligi etmislerdi. Böylece Islâm'in geregini bir kenara birakip müsrik ve kin ehli ile is birligi edip bütün Osmanli ülkesini çarpip yakmak konusunda anlasmislardi. Bunun için de bazi bölgelere (hudud boylari) saldirarak Bursa ve Iznik üzerine yürümeye kalkismislardi. Durum, melekler ordusunun sahi olan sultanin esigine iletilince din bilginlerini ve isleri yöneten fukahayi toplamis, onlara amacimiz ve emelimiz dinimize destek olmak "kâfirler ve münafiklarla cihad et" (Kur'an, et-Tevbe 73) emrine uymaktir. Bu emirdeki siraya uyarak önce kâfirlerin fitnesini def etmek, yaramazlarin zararina son vermek için bu diyara gelmistik. Fakat simdi kulagimiza Karaman beylerinin çevrelerindeki azgin topluluklarla birlikte Islâm ülkelerini yagmalamak konusunda is birligi ettikleri, bazi bölgeleri yakip yiktiktan sonra Iznik ve Bursa üstüne düstükleri haberi geldi. Bu nifak takiminin büyük ülkeme yaklasmis olduklari su sirada zararlarini ortadan kaldirmaya, saçtiklari fitne atesini söndürmeye çalismazsak, Islâm ülkeleri harap, halk ve köylüler de berbat olurlar. Hal böyle olunca ulemanin fetvasi ve akil sahibi kisilerin görüsleri nedir diye sormustu. Faziletli kisiler topluca, tehlikenin def edilmesi isinin öne alinmasindan yana görüs bildirdiler. Münafiklarin ortaya çikardiklari karisikligin aradan giderilmesinin önemini belirttiler. Bunun üzerine Gâzi Hüdâvendigâr da ulemanin fetvasini bayrak ve rehber edinerek Anadolu yakasina geçti. Zaferleri tasiyan askerleri ile Karaman beylerini ülkesinden çikarip sinir boyunu tutmak için Ankara kalesini kusatti. Bu arada ol nifak ehli ile is birligi eden bazi yaramazlari ve kötü yolun yolcularini yakalayip, bunlara katilanlar veya onlardan umut bekleyenler kirilip dökülünceye kadar kovaladi. Ankara'ya sahib olan istiklâl davasina düserek bu kaleyi ve çevresini ele geçiren Ahi adini tasiyan cemaat, adalet issi Sultan Murad Han Gazi'nin yüce kuvvetini ve erisilmez gücünü görünce direnmeye imkân olmadigini anlamislar, hediye ve armaganlar derleyip padisahlara has peskeslerle sultanin otagina gelmisler, boyun egdiklerini bildirip kalenin anahtarlarini teslim etmislerdi. Onlarin bu tutumu padisahlik merhametine, sahlik yüceligine uygun düstügünden tamami devlet hizmetine alindilar. Kale ile hisarin korunmasi için asker ve dizdar birakildiktan sonra yakin çevrede bulunan bazi kaleler de yöneticilerinin elinden alinarak Osmanli ülkesine katildi. Bu güzel sehir, yani Ankara pek çok geliri olan bir beldedir. Tarim ürünleri yaninda zirh yapimiyla da taninmistir. Ayrica yün, moher ve daha baska nefis kumaslar burada dokunurdu. Bunlar, Iran, Arabistan, Bizans ve Prenk diyarina yollanirdi.

O dönemlerin, büyük ölçüde tarim ve hayvanciliga dayali gelismis ekonomisi ile temayüz eden Ankara, birçok devlet ve beyligin dikkatlerini üzerinde topluyordu. Bunun içindir ki Ankara'dan bahsederken Hammer de söyle söyleyecektir:

"Iskender'in, Küçük Asya'daki fetihlerinin kuzey noktasi olan bu sehir, Hilafetin ve Bizans Imparatorlugu'nun yükselis çaglarinda Amuryum (Anamur) gibi, Kostantiniyye (Istanbul) ve Islâm hükümdarlari arasinda sürekli bir çekisme konusu idi. Harun Resid ile Me'mun Ankara'yi feth ettiler.

Harun Resid, Dogu Roma Imparatorlugu arazisi üzerindeki zaferinin hatirasini ebedilestirmek için Ankara'nin muhtesem iki kapi kanadini Bagdad'a nakl ettirdi. Ankara'nin elde bulunmasi, Murad için önemli idi. Zira Orta Asya ticaretinin merkezi, Suriye ve Ermenistan'dan Türkiye ve Kilikya sahillerine giden yollarin merkez noktasi idi. Küçük Asya'nin en zengin vilayetlerinden biri olan Ankara, eski çaglarda yagli kuyruklu koyun sürüleri, uzun ve yumusak tüylü keçileri ile meshur oldugu gibi zamanimizda dahi örtüleri, yünleri, bina harçlarinin saglamligi, otuz alti çesidi sayilan armutlarinin lezzeti, elmalari, üzümleri gibi meyveleri de az söhretli degildir. Ayas sulari da kaplica olmak ve içilmek için en sifali sulardir. Keza Ankara, pehlivan yetistirmek ve ibadethaneleri ile de söhret kazanmistir.


En son Co Admin tarafından Cuma Ağus. 15, 2008 10:31 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi (Sebep : Konu başlığı tamamen büyük harfden oluşamaz.)
uecflow
uecflow
administrator
administrator

Mesaj Sayısı : 140
Yaş : 36
rep :
Ankara'nın Yeniden Zaptı Left_bar_bleue999 / 100999 / 100Ankara'nın Yeniden Zaptı Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 12/08/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz