gençlerin buluşma noktası
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» Karsanti Fan
Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç EmptyÇarş. Ağus. 27, 2008 8:03 pm tarafından kirac78

» şahan videoları kodu
Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç EmptySalı Ağus. 19, 2008 8:44 pm tarafından Co Admin

» Bu başlıga ait en son msj bana ait olcak diyosan buyur
Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç EmptySalı Ağus. 19, 2008 8:43 pm tarafından Co Admin

» 351 adet türkçe klip kodu
Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç EmptyPtsi Ağus. 18, 2008 6:05 pm tarafından Admin

» Merhaba İlk üyelerden olmak güzel ve heyecanlı
Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç EmptyPtsi Ağus. 18, 2008 2:26 pm tarafından SomeWhereIBelong

» adını yaz .
Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç EmptyPtsi Ağus. 18, 2008 2:24 pm tarafından SomeWhereIBelong

» Kırmızı Başlıklı Kızın Kurtun Ağzından Dinleyin!!
Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç EmptyPtsi Ağus. 18, 2008 6:41 am tarafından Admin

» Msn için yardımcı bir program. (MSN plus)
Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç EmptyPtsi Ağus. 18, 2008 6:28 am tarafından Admin

» son harften eşya türetme
Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç EmptyPtsi Ağus. 18, 2008 4:17 am tarafından Admin

Kimler hatta?
Toplam 90 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 90 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 90 kişi Cuma Kas. 22, 2024 4:46 am tarihinde online oldu.
RSS akısı


Yahoo! 
MSN 
AOL 
Netvibes 
Bloglines 



Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç

Aşağa gitmek

Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç Empty Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç

Mesaj tarafından Co Admin Çarş. Ağus. 13, 2008 12:03 am

Yüce yaratıcı insanoğlunu mükerrem ve mükemmel bir varlık olarak yaratmıştır. Fakat bu mükemmelliğine rağmen insan, ilahî hitaba doğrudan muhatap olacak yapıya sahip değildir. Bu sebeple dünyada insan hayatının başladığı günden beri, Allah Teala, onların arasından seçtiği "Nebî" veya "Resul" denilen peygamberleri kendisiyle kulları arasındaki irtibatı kurmak ve açıklamakla görevlendirmiştir.

Bütün peygamberler, Allah'ın emir ve nehiylerini O'nun kullarına ulaştırmak ve onlara doğru yolu göstermekle görevlendirilmiş hidayet elçileridir. Peygamberler bu kutsal elçilik görevlerini hakkıyla yerine getirmeye çalışmışlardır. Bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem de ümmetine Allah Teala'nın istediği şekilde yaşamaları için gerekli bilgileri uygulamalı olarak vermiştir. Her peygamber gibi bizim peygamberimizin de iki temel görevi vardı: Tebliğ ve beyan.

"Ey Peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan, O'nun elçiliğini yerine getirmemiş olursun".1

"İnsanlara, kendilerine ne indirildiğini açıkça anlatasın diye sana da Kur'an'ı inzal ettik".2

Peygamber Efendimiz vahiy yoluyla Allah'tan aldığı Kur'an ayetlerini, görevi gereği, İnsanlara sadece ulaştırmakla kalmıyor aynı zamanda onları açıklıyor ve anlatıyordu. Tebliğ ettiklerini açıklamak ve anlatmak onun aslî göreviydi. Hemen işaret edelim ki Peygamberimiz'in tebliğ görevi evrensel olduğu için, açıklamaları da ona uygun bir çerçeve ve nitelikte gerçekleşiyordu. Yani sünnet, Kur'an'ın evrensel planda Hz. Peygamber tarafından yorumlanması demek oluyordu.

Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerîm'in eksiksiz, yeterli, açık ve her şeyi açıklayıcı olmasına ve dinimizin de ikmal edilmiş bulunmasına rağmen, sünnetin ifade ettiği bir yorum ve anlatıma gerçekten ihtiyaç var mıdır, şeklinde bir soru aklımıza takılabilir. Gerçek şu ki, yüce kitabımızın yeterli, açık ve açıklayıcı oluşu elbette bir hakikattir. Ancak onun bu niteliklerine rağmen, muhatapları olan insanların anlayış seviyeleri farklı olduğu için onu tek tek doğru olarak anlayıp kavramaları mümkün değildir. Öte yandan sorumluluk için duymak değil, anlamak gerekmektedir. insanları anlamadıkları şeylerden sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu sebeple kim, neyi anlamak ihtiyacında ise, ona onu anlatmak lazımdır. En iyi, en güzel, en doğru ve en doyurucu açıklamayı da elbette Kur'an ayetlerini getirip tebliğ eden Peygamber yapacaktır. Peygamber'in açıklamaları, hiç bir zaman Kur'an'ın eksik, yetersiz ve kapalı olduğu anlamına gelmez. "Allah'a kul olmak"tan başka görevi bulunmayan insanlar, ancak bu açıklamalar sayesinde O'na nasıl kulluk edeceklerini öğrenmiş olacaklardır. Bu sebeple sünnetsiz bir müslümanlık düşünmek mümkün değildir.

Hayatın ilahî irade doğrultusunda şekillenmesi konusunda Sünnet, Kur'an ile birlikte hemen onun yanıbaşında birinci dereceden bir görev üstlenmiş bulunmaktadır. Bunun böyle olduğunu hem Peygamber'e itaati emreden Kur'an-ı Kerîm, hem de Hz. Peygamber'in bizzat kendisi ifade ve ilan etmektedir.

Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulmaktadır:

"Peygamber size ne verirse onu alın, neyi yasaklarsa ondan da kaçının!" 3.
"De ki: Allah'ı seviyorsanız, bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın" 4.
"Allah'a ve kıyamet gününe kavuşacağını uman sizler için Allah'ın Resülü'nde güzel bir örnek vardır" 5.
"Allah'a ve Resülü'ne inanıyorsanız, anlaşmazlığa düştüğünüz konulan Allah'a ve Resülü'ne arz ediniz!" 6.
"Hayır Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem tayin edip verdiğin hükmü, içlerinde hiç bir sıkıntı duymadan kabul edip teslim olmadıkları sürece tam mü'min olamazlar" 7.
"Gerçekten sen, doğru yola, Allah'ın yoluna çağırıyorsun" 8.
"Peygamber'in emrine muhalefet edenler, fitneye ya da can yakıcı bir azaba uğramaktan çekinsinler" 9.
"Kim Peygamber'e itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur" 10.

Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır:

"...Kim benim sünnetimden (yaşama tarzımdan) yüz çevirirse benden değildir"11.
"Dinin elden çıkışı sünnetin terkiyle başlar. Halat nasıl lif lif kopup parçalanırsa, din de sünnetin birer birer terkiyle ortadan kalkar"12.

Bütün bu ayet ve hadisler, müslümanların ancak sünnete sarılmak ve ondan ayrılmamaya çalışmak suretiyle İslami kimliklerini koruyabileceklerini ifade etmektedir. Zira açık bir gerçektir ki, sünnetin terkedilmesiyle doğacak boşluk, sünnetin tam zıddı demek olan bid'atla doldurulacaktır.

Sünnet, en kısa ve genel anlatımıyla "İslam kültürü" demektir. Bid'at ise, İslam kültürüne ters düşen, onda yeri olmayan ve fakat ondanmış gibi görülmeye ve gösterilmeye çalışılan yabancı unsur demektir. Muhtelif kıta ve iklimlerde yaşayan müslümanlar arasında çağlar boyu görülegelen ortak değerler ve uygulama benzerlikleri, sünnetin belirleyiciliği, birleştiriciliği, bütünleştiriciliği yani evrenselliği sayesinde olmuştur. Açıkça söyleyecek olursak, ümmet sünnetle vardır, onunla yaşar. Yozlaşma sünnetten ayrılmakla başlar
Co Admin
Co Admin
co-admin
co-admin

Mesaj Sayısı : 138
Yaş : 45
Nerden : İstanbul
İş/Hobiler : Muhasebe
rep :
Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç Left_bar_bleue998 / 100998 / 100Hz Peygamber ve Sünnete Olan İhtiyaç Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 11/08/08

http://liligum.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz